CHP ‘li Gürsel Tekin geçtiğimiz gün, VATAN’a konuşarak CHP’ye
oy vermeyen vatandaşlardan ‘Ödünç Oy’ talebinde bulundu : “Bütün bu
rahatsızlıklardan kurtulmak adına, demokratik bir hukuk sistemi için,
özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması için, 12 Eylül uzantısı tüm
yasaların değiştirilmesi için, demokratik yerel yönetimler için herkesi CHP’ye
davet ediyoruz. Önümüzdeki seçimde CHP’de buluşalım.” dedi ve bu siyasi söylemi
için vatandaşlara şu vaatlerde bulundu : “Yüzde 10 barajını KALDIRALIM, Siyasi
Partiler Yasası değiştirilelim, demokratik yasaları çıkaralım. Türkiye nefes alsın. Bunları
yapabilmek için ödünç oy istiyoruz. Bu seçimlerden sonra yine istediğiniz
partiye oy verin”
Aslında bakıldığı zaman doğru bir yaklaşımdır bu. Bir muhalefet
partisinin doğrudan –her ne kadar oy kaybettiği bilinse de- AKP’yi
devirebilmesi kapsamlı bir birleşme olmadan benim gözümde imkânsız. Taksim ve
Gezi Parkı Direnişi ile başlayan tüm Türkiye’yi etkisi altına alan, insanların
kendi bireysel hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak için, yapılan haksızlıklara
artık dayamayıp DUR demek için sokaklara döküldüğü şu günlerin siyasi açıdan,
ülke geleceği açısından bir sonuca bağlanması pek çok vatanseverin olduğu gibi
benim de temennimdir. Tüm yaşananlar – her ne kadar çok üzücü acı olaylar ve
kayıplar olsa da- geleceğe daha bir umutla bakmamızı sağlamıştır.  Evet belki CHP’ye güvenmek ne kadar doğru
diye düşüneceksiniz. Çünkü bakıldığı zaman çok da etkili bir muhalefet
yapmamıştır CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu. 
Ama şuanda CHP dışında oy verebileceğim bir parti muhtemelen barajın
altında kalacak ve verdiğim oy AKP’ye gidecek. Ve biz eğer mecliste Özgür ve
Hür bir şekilde temsil edilmek istiyorsak bu %10 barajının kesinlikle kalkması
gerektiği pek çoklarımız açısından aşikârdır. Bu bağlamda kötünün iyisi olarak
nitelendirebileceğim CHP’nin bu ödünç oy politikasını destekliyorum. Ama eğer
CHP bu politikasını sadece yüzeysel söylemlerle yaparsa hem benim oyumu
kaybeder hem de CHP’ye oy vermeyen geniş kitlelerden oy alması hayal olur. CHP,
bu ‘Ödünç Oy’ politikasındaki vaat ettiği şeyleri çok net bir şekilde üstüne
basa basa söylemeli ve hiçbir şekilde bu vaatleri yapmayacağına dair en ufak
bir şüphe bırakmamalıdır. Bunun yanında gençleri sahiplendiğinin onların bir
sesi olduğunu ispat etmek zorundadır. Ve bu zorunluluğu sadece söylemlerle
sağlayamaz. Yürekleri mangal gibi olan, daha siyasi açıdan kirlenmemiş gençleri
partisine çekmeyi başarmalı ve onlara önemli mevkiler vermesi gerekmektedir.
Bunların dışında toplumun AKP karşıtı insanların sevdiği Mehmet Ali Alabora,
Levent Üzümcü gibi toplumsal konulara son derece duyarlı ve sessiz kalmayan
isimleri, bir şekilde ikna edebilmeli ve partisine çekebilmelidir. Sadece 1
dönem için bile olsa bunu yapabilmelidir. Eğer CHP bunları yapmaz ve sadece
kuru yüzeysel söylemlerle bu politikasını sürdürürse gelecek seçimlerde benim
gibi pek çok gencin oyunu kazanamayacak ve o artık kanıksanan muhalefetine
devam edecektir. Şuan ki en büyük temennim AKP hükümetinin gitmesi olduğu için
dilerim bir şeyler yapılabilinir. Her ne kadar biz gençler sokaklara çıkmış
sesimizi dünyaya duyurmuş olsak da, kendi memleketimizi kulaklarını kapatan
gözlerini yuman çok insan var. Onlar yıllarca süre gelen cemaat sistemleriyle
topluma çok iyi dağılmışlar ve AKP her ne yaparsa yapsın, ülkenin dış borcunu 6
ya da katlamış olsa, temel hak ve özgürlüklere müdahale de etmiş olsa,
Türkiye’yi bölücü ne kadar kötü politikalar izlemiş olursa olsun %25 - 30
civarında oy almaya devam edeceklerdir. İşte bu noktada mühim olan geriye kalan
% 75- 70 lik kesimi doğru şekilde ikna edip, doğru işler yapabilmektir. 
Mert EYGİ
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği
3. Sınıf Öğrencisi
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder