30 Ekim 2013 Çarşamba

27 MAYIS 1960 DARBESİ VE TOPLUMSAL HAYATA ETKİLERİ

ÖZET

        Öncelikle 27 Mayıs darbesi cumhuriyetin ilk darbesi olarak bilinmektedir. Bu makalede ilk olarak darbeyi hazırlayan faktörlerden yani tek parti döneminden çok parti dönemine geçiş, DP yönetimi ve ordu ile DP ilişkileri ele alınmıştır. Daha sonra 1960 darbesinin özelliklerinden bahsedilmiş ne tür sonuçlar meydana getirdiği irdelenmiştir. Son olarak da toplumsal hayatı nasıl etkilediği üzerinde durulmuştur.

GİRİŞ

Hükümet darbeleri ve ihtilaller, sosyal birer olaylardır. Sosyal olayların sebepleritek bir nedene bağlanamaz. Farklı sosyal olaylar ve etkenler birleşerek büyük sosyal olayları meydana getirirler.(Erdoğan,2006,48)
Askeri darbeler, bir ülke yönetiminin ülkeyi yönetemeyecek duruma gelmesinin ardından o ülke ordusu tarafından ülke yönetimine el konulması ile gerçekleşir. Darbenin ardından mevcut yönetim yıkılır, iktidar sahipleri makamlarından indirilir ve tutuklanır. Ülke yönetimine bir süreliğine de olsa askeri yönetim geçer. Mevcut anayasa kaldırılır ve yerine yeni anayasa yapılması için çalışmalara başlanır.
Askeri darbeler genel itibariyle şiddet unsuru kullanılarak yapılır. Darbeye karşı duran kişi ve kurumlar ağır cezalara çarptırılır.
“Türkiye Cumhuriyeti de 27 Mayıs 1960, 12mart 1971 ve 12 Eylül 1980 yıllarında anayasal hükümetleri deviren üç adet askeri darbe gerçekleşmiştir.”(Boztepe,2007,34)
Bu darbelerden 1960 darbesini ele alacak olursak aynı şekilde bu darbede içinde Adnan Menderes’in de bulunduğu birçok yöneticinin idam edilmesi ve bir kısmının da ağır cezalara çarptırılmasıyla şiddet unsurunun kullanıldığı bir darbedir. 

 DARBE ÖNCESİ TÜRKİYE

 Darbe dönemine gelmeden önce darbenin öncesinde yaşananları ele alarak başlamak darbe döneminin daha iyi anlamamızda bize fayda sağlayacaktır. En başından inceleyecek olursak Türkiye Cumhuriyet’i Devleti 7 Ocak 1946 tarihine kadar tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisi ile yöneltiliyordu ve karşısında hiçbir muhalefet yoktu. Fakat dönemin Cumhurbaşkanı ismet İnönü’nün yaptığı bir konuşma esnasında yeni partilerin de kurulmaya başlayacağını vurgulaması üzerine birçok yeni parti kurulmaya başlamıştır. (Karahan,2). Bu sözlere dayanarak kurulan partilerin bir tanesi de Demokrat Parti’dir.
21 Temmuz 1946 yılında cumhuriyet tarihinde ilk olarak kayda geçmiş olan çok partili seçim yapılmıştır. Ancak bu seçim görünüş olarak çok partili seçim olarak bilinse de açık oy gizli sayım şeklinde icra edildiği için adaletli bir seçim değildir.(kili,1998,35) 
Bu seçimden yaklaşık 4 yıl sonra yeni bir seçim daha yapılmıştır.  Bu seçim hem şekil hem anlam bakımından tam demokratik bir seçimdir. Çünkü bu seçimde gizli oy açık sayım ilkesi benimsenmiş seçimler şeffaflıkla yapılmıştır. Seçim sonucunda yüzde 53’lük büyük bir oy oranına sahip olan DP, Adnan Menderes önderliğinde iktidarı kurmuştur.(Karahan,3)
Bu seçimin ardından ” 1950’lerin siyasal hayatı kültürel fay hattı boyunca ikiye ayrılmış olan toplumun temsilcileri olarak ortaya çıkan iki partinin yani CHP ve DP‘nin mücadelesi biçiminde geçmiştir.”(Kili,1998,37)
10 yıl sürecek bu çekişme süresince yavaş yavaş darbe ortamı oluşmuştur. Bu süreçte yaşanan dokuz subay olayı, Özellikle de iktidarın son yılında yaşanan toplumsal olaylar, tahkikat komisyonunun kurulması ve olağanüstü hal ilan edilmesi toplumu özelliklede büyük şehirlerdeki hayatı büyük ölçüde etkilemiş ve darbeyi uygulamak için darbecilerin eline somut nedenler vermiştir. (Erdoğan,2006,48) 
Bu nedenleri ayrıntısına girmeden inceleyecek olursak;
DP hükümetinin başa gelmesinden itibaren orduda DP’ye karşı örgütlenmeler başlamıştır. Ve Kurmay Yarbay Faruk Ateş Dağlı o dönemin ilk örgütlenmesini kurmuştur. Ancak darbenin temellerini atan örgüt 1954 yılında tuzla uçak savar okulunda kurulan örgüttür. Bu örgütün esaslı ve tek gayesi mevcut hükümeti yani DP yönetimini ortadan kaldırmaktır. Ama bu örgütün kurulma amacı DP iktidarını izlemek olarak lanse edilmiştir. Daha sonra bu örgüt harp akademileri örgütüne çevrilmiştir.(Kaya,2008,35)
1957 yılında Binbaşı Samet Kuşçu’nun ordu içinde çeşitli yapılanmalar bulunduğunu ve bu yapılanmaların darbe girişiminde bulunacaklarını açıklaması ayrıca bu yapılanmanın başındaki komutanlarında isimlerini vermesi üzerine hükümet bu durum üzerine harekete geçmiş ve birçok subayı tutuklamıştır. Ancak delil yetersizliğinden Kuşçu’nun itirafları ispatlanamamış tutuklanan subaylar serbest kalırken Kuşçu isyana teşvik suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Ve olay kapatılmıştır. Bu olay tarihe 9 subay olayı diye geçmiştir. Ayrıca menderes’in olayı aydınlatamaması darbeye giden süreçte yaptığı ilk hata olarak söylenegelmektedir.(Kaya,2008)
Daha sonraki süreçte yaşanan toplumsal olaylara baktığımızda genellikle son birkaç yıl içerisinde toplumda gerginliğin arttığı görülmektedir. Adana’da DP ile CHP’li gruplar arasında çıkan çatışmada 10 kişinin yaralanması daha sonra ki süreçte uşak’ta İsmet İnönü’ye taş atılması toplumda kargaşanın derinleşmesine yol açmıştır. İsmet İnönü’nün Konya’da yaptığı mitinginde olaylar çıkmış ve birçok kişi yaralanmıştır. Daha sonraları Kayseri’de çıkan iktidar ve muhalefet yanlısı çatışmalar için Kayseri’ye gitmek isteyen İnönü Kayseri’ye sokulmak istenmemiştir.(27 Mayıs raporu) Bu tür olaylar darbeye giden süreçte darbecilerin eline geçen somut nedenler olduğu açıktır.
Son olarak 1959 yılında mecliste CHP ve DP arasında ki tartışmalar gittikçe çığırından çıkmıştır. Ve CHP hakkında meclis soruşturması açılmasına karar verilmiştir. 18 NİSAN 1959 da tahkikat komisyonu kurulmuştur. (KAYA,2008,40)”
Tahkikat Komisyonu başta CHP olmak üzere Meclis içi ve dışı tüm muhalefeti hemen her türlü siyasi faaliyetten men etmeyi hedeflemiş ancak sorunları çözememiştir.” (Nalbantoğlu,2008,26)
            DP’nin bu tutumu darbe ortamını hazırlayan belki de en son ve en önemli adımdır.(Nalbantoğlu,2008,26)
Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki örgütlenmeler mevcut yönetimi indirmek için yani darbe yapmak için kendince birçok haklı nedenler bulmuştur. Bunlardan bazılar ise DP’nin demokrasi ile bağdaşmayan tavır ve davranışlar sergilediği, kendi yandaşlarına ayrı toplumun diğer kısmına da ayrı davranarak ayrımcılık yaptığı ve Atatürk ilke ve inkılâplarına ters düşen hareketlerde bulunduğu gerekçeleridir.(BOZTEPE,2007,37) 

27 MAYIS 1960 DARBESİ’NİN ÖZELLİKLERİ

“27 Mayıs 1960 hükümet darbesi; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yirmi yıl sürecek, askeri darbeler dönemini başlatmıştır.”(Erdoğan.2006,57)

            27 Mayıs darbesi ordunun hiyerarşik düzeni ile yapılmamıştır. Darbe sürecinde darbeci ordu komutanları dışında kalan subaylara genelkurmay başkanıda dâhil olmak üzere bilgi verilmemiştir.  Darbe çoğunluğu yüzbaşı veya teğmen gibi düşük rütbeli subaylar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yönüyle ordunun tamamını darbeci olarak görmek yanlış olacaktır. (Erdoğan,2006)
            “1960 darbesinin sonrasında kabul edilen 1961 Anayasası ile demokratik haklar geliştirilmiş, basına, isçiye, üniversitelere verilen özgürlükler arttırılmıştır. Bu bakımından 1960 darbesi, diğer askeri müdahalelerden farklıdır.”(Erdoğan,2006,58)
            Bu darbede askeri darbelerin genel özelliği olan şiddet unsurunu içinde barındıran bir darbedir. Bunu darbe sürecinde çıkan çatışmalar ve darbenin ardından biri Başbakan ADNAN MENDERES olmak üzere üç kişinin idam ile cezalandırılmasından çıkarabiliriz.

  27 MAYIS 1960 DARBESİ

  “27 Mayıs 1960 sabahı Türk Silahlı Kuvvetlerinden kendilerine MBK denilen bir grup albay ve alt rütbeli subaylar hükümet, meclis ve askeri hiyerarşiyi etkisiz duruma getirerek idareyi ele geçirmişlerdir.”(Nalbanoğlu,2008,29) darbenin yapılış şekli ise 25 Mayıstan itibaren şu şekilde gerçekleşmiştir.
Hazırlıklar tamamlanmış artık 25 Mayıs 1960 olarak belirlenen darbe tarihinin gelmesi için gün sayılmaya başlanmıştır. Ancak başbakan Adnan menderes Yunanistan gezisini iptal etmesi ve Eskişehir’de bir miting için Eskişehir'e hareket etmesi darbe tarihinin iki gün ertelenmesine neden olmuştur. (Kaya,2008,42)
            26 Mayıs gecesi darbeci grup harp okulunda son kez toplanmış ve harekâtın ilk adımlarını atmıştı. Toplantıdan alınan karara göre darbe gece saat 3.00 sularında başlayıp 1 saat içerisinde tamamlanmış olacaktır.Ve denildiği gibi saat 3’te harekâtabaşlanmıştır. Önce merkez komutanlığına hareket eden darbeci grup orayı kolaylıkla ele geçirmiş ardından ordu evine subayları tutuklamak için harekete geçmiştir. Ordu eviönünde kısa bir çatışma yaşandıktan sonra darbeciler burayıda ele ele geçirmiştir. (Erdoğan,2006,41)
            Ankara'da Cumhurbaşkanlığıköşkü dışında ele geçirilmesi gereken tüm binalar ele geçirilmiştir. Bazı devlet binalarında kısa süreli çatışmalar meydana gelmiş hatta çatışma esnasında harp okulu öğrencilerinden biri ölmüştür. Bütün birimler ele geçirildikten sonra darbeyi daha rahat ilerletebilmek için telefon hatları kesilmiş daha sonra da köşke gidilmiştir.(Kaya,2008)
            Bu yaşananlar da bir süre sonra Cumhurbaşkanı Celal BAYAR’IN teslim olmasına sebep olmuştur.(Erdoğan,2006,41)
            Kendisine gelen bilgi dolayısıyla darbe yapıldığını öğrenen Başbakan Adnan Menderes Eskişehir’den hareket ederek Konya’ya varmak istemiştir fakat Kütahya dolaylarında tutuklanarak Harp okuluna getirilmek üzere yola çıkarılmıştır. Menderes bir gün önceki Eskişehir mitinginde tahkikat komisyonunun kaldırılacağını ve erken seçime gidileceğini söylemiş fakat aradan 24 saat bile geçmeden darbenin yapılmış olması tüm bu taahhütleri hükümsüz bırakmaya yetmiştir.(Erdoğan,2006)
            “İhtilalciler kendilerine mukavemet edebilecek askeri hedefleri bir bir ele geçirdikten sonra DP’lileri, CHP’lilerin de yardımıyla bir bir toplayıp Harp Akademisi’nin binasına toplamışlardır.”(Erdoğan,2006,41)
            Tamda planlandığı gibi darbeci grup kısa bir süre içerisinde darbeyi tamamlamış geriye tek bir şey kalmıştır ki o da darbeyi Türk halkına duyurmaktır. Bu iş için o dönem Kurmay Albay rütbesinde olan Alparslan Türkeş 27 Mayıs saatler sabah 5.15’i gösterirken radyodan Türk halkına haberi şu sözlerle vermiştir.
“Sevgili Vatandaşlar, bugün demokrasinin içine düştüğü buhran
Ve müessir hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan
Vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini
Ele almıştır. Bu harekâta silahlı kuvvetlerimiz, partileri içine
Düştükleri anlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler ustu bir idarenin
nezaret ve hâkimliği altında en kısa zamanda adil ve serbest
Seçimler yaptırarak, idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun,
Seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzeregirişmiş
Bulunmaktadır. Girişilmiş olan bu teşebbüs, hiçbir sahsa veya zümreye
Karsı değildir…”(AKTARAN, BOZTEPE,2007,36-37)

            Her şey tamamlandıktan sonra ortaya büyük bir sorun meydana gelmiştir. O da darbenin başında kimin olacağıdır. Esasında ilk baştan beri tümgeneral Cemal Madanoğlu darbede etkili rol oynamıştır ama darbe yapıldıktan sonra rütbesinin tüm general olması ordu içindeki hiyerarşik yapıyı bozacağı için mümkün değildir. Bu sorunu gidermek için İzmir’e gönderilen bir uçak ile emekli orgeneral Cemal GürselAnkara’ya darbenin başına geçirilmiştir. Göstermelikte olsa bir orgeneral rütbesi bulunmuş ve orduda meydana gelecek kargaşalara mahal vermeden sorun çözülmüştür ve darbe tam manası ile gerçekleşmiştir.

27 MAYIS 1960 DARBESİ’NİN TOPLUMSAL HAYATA ETKİSİ

            DP hükümetinin sonunu getiren 27 Mayıs darbesi, darbe nedenleri kısmında bahsedilen uygulamaların beklenen bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.(Karpat,2011)
            DP hükümetinin yaptığı muhalefeti saf dışında bırakma çabaları, üniversiteli hükümete zıt görüşte olan öğrencileri baskı altında tutması ve olağan üstü hal gibi uygulamaları halkın menderes yönetiminden desteğini çekmesine neden olmuştur. Bozulan ekonomide bun Da eklenince halk bir çözüm arayışı içine girmiştir ve halkın iktidardan desteğini çekerek çözüm arayışına girmesi CHP ve halkı birbirine yakınlaştırmıştır. Halk arasında çok tutulmuyor olmasına rağmen CHP, özgürlüğün savunucusu olarak görülmeye başlamıştı.(Karpat,2011,200) 
            “Ortadoğu’da bu adeta bir kuraldır: güçlü bir hükümete muhalefet eden her grup kısa süre içinde halkın desteğini kazanır.”(Karpat,2011,201) 

 CHP muhalefetide buna uygun olarak özelliklede büyük şehirlerde destek almaya başlamış hatta iktidara karşı azımsanamayacak ölçüde muhalif toplamıştır. Muhaliflerin çoğunluğu büyük şehirlerden ve kendini aydın kesim olarak tanımlayan kişilerdir.
            Darbe günü darbecilerin ağır bir direniş ile karşılaşmadan yönetimi kısa süre içinde devralması da Menderes yönetiminin halk tarafından desteklenmediğinin bir göstergesidir. Halk tarafından büyük bir oyla seçilen otorite halk tarafından desteğin çekilmesiyle son bulmuştur.Darbe sonrasında yaşanan gelişmelere darbenin gerçek amacını ortaya koyar niteliktedir. Özellikle üniversite hocalarının DP hükümetine karşı ağır eleştirilerde bulunması hatta suçlamalara varan boyutlarda konuşmaları darbenin DP’ye karşı yapıldığının bir göstergesidir. (Karpat,2011)
            Bu sırada “basın, halkın aleyhinde zenginleşen toprak ağalarını dinci ve muhafazakâr grupları ve fırsatçı iş adamlarını ifşa etti.”(Karpat,2011, 202) bununla beraber işçilerde kendilerine verilen hakları yetersiz bulup kendileri için yeni düzenlemeler yapılmasını talep etmeye başlamıştır. Buna örnek olarak grev hakkı işçilerin istekleri arasında sayılabilir.
            Toplumda bunlar meydana gelirken kendilerini aydın olarak tanımlayan bir kısım ise köylü halka seçme ve seçilme hakkı verilmemesi gerektiği gibi fikirlerini söylüyor ve savunuyorlardı.(Karpat,2011)
            Bunun yanısıra 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin siyasal katılma ve örgütlenme üzerindeki etkisini bir siyasi partiyi (DP) ardından da tüm siyasi partilerin 14,000 bucak 140,000 Ocak örgütlerini kapatmasıyla görmekteyiz.(Mazıcı,1989.119) Bu kapatmalar toplumun siyaset üzerinde etkin rol oynamasına engel olmuştur. Yani demokrasiye aykırı bir harekettir demek de uygun olacaktır.
            27 Mayıs ihtilalinin yapan darbeci grup yönetime el koyduğu gün yaptığı açıklamada kısa süre sonra demokratik seçimlerin yapılacağını ve yönetimden çekileceğini söylemiştir. Fakat yeni yapılan reformlarda aksine temelli kalmayı düşünür gibi reformlar yapılmıştır.(mazıcı,1989,109) darbecilerin kalıcı olarak yönetime devam etmesi gerektiği de iyiden iyiye yayılmasının ardından halk buna artık tepki göstermeye başlamıştı. (Karpat,2011)
            Bu dönemde siyasi iktidarsızlığın sonucu olarak bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır ki bunlardan biride ekonomide ki bozulmadır. Ticaret faaliyetlerin büyük oranda azalması halkı tedirgin etmeye başlamıştır. Askeri yönetimin halk tarafından tepki oklarını üzerine çekmesi günden düne artarak devam ederken Taşrada da köylü halk yapılan bu uygulamalar sonucunda sessiz kalarak tepkisini göstermiştir. Bu esnada bazı yerlerde askeri yönetime karşı örgütlenmiş bir takım gizli örgütler ortaya çıkmıştır. Tutuklamalar olmuştur. Bu tür eylemler DP yönetimini savunduğu için değil totaliter rejimin baskısından kurtulmak için yapılan eylemlerdir. Çünkü halk başındakinin kim olduğundan ziyade özgürlük içinde bir ortam kimsenin haklarını ihlal etmeyen bir yönetim istemektedir.(Karpat,2011)
            27 Mayıs darbesinin toplum üzerindeki etkisine farklı bir açıdan bakacak olursak o yıllarda yapılan uygulamalar halk tarafından aşırı bir tepki ile karşılaşmasa da daha sonra yapılacak olan 12 Mart darbesinde 27 Mayıs darbecilerinin yaptıkları yasalara göre yapılacağı için dolaylı yoldan toplum üzerinde etkili olmuştur.(Mazıcı,1989,111)
            Çeşitli yönleriyle ele aldığımız darbe toplumunun da gösterdiği gibi darbe ortamı iyi niyetli olsa da olmasa da toplumda bir kargaşa ortamı oluşturmuştur. İstikrarın olmaması ülke ekonomisi geride bırakmıştır. Yönetime gelenin orayı taht olarak kullanmak istemesi anlayışı, demokrasiye aykırı olmasına karşın uygulamaya geçirilmek istenmesi demokrasi açısından bir geri adım olarak nitelendirilebilir. Ayrıca sivil halkı sivil idarecilerin yönetmesi makul ve mantıklı iken silahlı güçlerin yönetimde olması halkı sindireceği, korkutacağı için toplumun yönetimde söz sahibi olmasını da engelleyecektir. Buda halkın halk tarafından halk için yönetilmesi ilkesine aykırı bir davranış olacaktır. Böylece toplumun İhtiyaçlarına da karşılık verilemeyecektir. Bu durum ülkede ilerlemeden ziyade gerilemeye hatta yok olmaya varan saf’alar kadar büyük sıkıntılar verir.
           
 KAYNAKÇA
 
BOZTEPE V. (2007), 1960 ve 1980 Askeri Darbelerinin Türk Siyasal Sinemasına Etkileri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, yüksek lisans tezi, İSTANBUL
ERDOĞAN Ü. (2006), Demokrat Parti Ve 1960 İhtilali, http://www.belgeler.com/blg/15bq/demokrat-parti-ve-1960-ihtilali-democrat-party-and-1960-rebellion, (E.T 09/23/1013)
KARAHAN Ş. , 27 Mayıs Darbesi Ve Etkileri, http://www.belgeler.com/blg/2scg/darbeler, E.t 09/03/2013

KARPAT K. , Türk Siyasi Tarihi Siyasal Sistemin Evrimi, Timaş Yayınları, İSTANBUL, 2011

KAYA E. (2008), Türk Basınında 27 Mayıs İhtilali, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, yüksek lisans tezi, İSTANBUL
KİLİ S. , 27 MAYIS 1960 Devrimi Kurucu Meclis Ve 1960 Anayasası, Boyut kitapları, İSTANBUL, 1998
MAZICI N. , Türkiye’de Askeri Darbeler ve Sivil Rejime Etkileri, Gür yayınları, İSTANBUL, 1989
NALBANTOĞLU M. (2008), 27 Mayıs Askeri Müdahalesinin Konya Basınındaki Yansımaları, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, yüksek lisans tezi, AFYONKARAHİSAR

27 Mayıs Raporu,http://dosyalar.hurriyet.com.tr/haber_resim_3/27_mayis_raporu.pdf,
(E.T 03,/09/2013)


1 yorum:

  1. lise 3 deyim kardeşim verdiğin bilgi sayesinde performans yaptı diyer hiçbi kaynakta bunun gibi yapan yoktu

    YanıtlaSil