17 Temmuz 2013 Çarşamba

Bir Zat'ın Kaleminden-Dost Kazanma ve Liderlik

Maddi ve manevi olarak diğer insanlara ne kadar bağımlı değil isek kendimizi o kadar güçlü sayıyoruz.Çevremizdeki insanları kendimizden hep küçük görüyor, herhangi bir hatasını gördüğümüzde acımasızca kendi zihnimizde o kişinin yerini aşağılarak çekiyor ve o kişiye asıl değerini verene kadar kendisinin dostluğunu çoktan kaybetmiş oluyoruz.Eleştirirken hiç tereddüt etmiyoruz.Karşımızdakinin herhangi bir davranışını beğenmiyor isek hemen yüzüne söylüyor bunu patavatsızlık olarak görmüyor da dobralık  nitelendiriyoruz.Bir konuda kendi fikrimiz ne ise onun %100 isabetli olduğunu düşünüyor, karşımızdakinin o konu hakkında söylediklerini dinliyor gibi yapıyor kafamızla onaylıyor gözüküyoruz halbuki zihnimizde kendi fikrimizi karşımızdakine nasıl kabul ettiririz bunu tasarlıyoruz.

Aslında çoğu zaman samimiyetten ve dost olmaktan çok uzağız.Bu nedenle insanların her zaman hüsn-ü zannını kazanan fikirlerine saygı duyulup kitleleri peşine takan kişiler Lider vasfını kazanırken tüm bu bahsettiğimiz konularda farklı davranışlarıyla insanların beğenilerini kazanırlar.Onlar öncelikle ne kadar çok dost kazanır ve onlara ne kadar çok bağlı ve bağımlı olduklarını hissederlerse kendilerini daha bahtiyar sayarlar.Çünkü insani ilişkilerdeki başarının  bu bağ ve bağımlılıktan geçtiğini bilirler.İnsan eksiktir, gerçekten birbirine ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaç duymalar insanların birbirleriyle olan ilişkilerini pekiştirir.Bir insanın hatasını gördüğünde onu görmemiş kabul eder zihninde.Çünkü belki o hataya önceden kendi de düşmüştür yada ne olursa olsun ileride o hataya kendisininde düşmeyeceğini kimse garanti edemez.Karşısındakini eleştirmeyi anlamsız bulur çünkü bilir ki psikologlara göre eleştirilen kişi maruz kaldığı eleştiriyi yüksek bir oranla kabul etmiyor, kendi şahsına yakıştırmıyor yada ona dair bahaneleri kendi kafasında üretip  kendini haklı buluyor bu nedenledirki eleştiri kişinin davranışıni kesinlikle değiştirmiyor.Bunu bilen Lider eleştirmekten ziyade yapıcı yorumlarıyla karşısındakinin eksik bulduğu yönlerini kişinin kendi kendisine tespit etmesine  çalışır.

Yöneticilik zekasına sahip kişilerin diğer bir özelliği ise herhangi bir konudaki kendi fikrini %100 doğru bulmaz ve istişareye açıktır, başkalarının fikirlerine de değer verir.Bir probleme ilişkin en doğru çözümün kendi ürettiği çözüm değil başkalarının çözümlerinin doğru olma ihtimalini düşünerek ortak akıl ile üretilen çözümün olduğuna inanır.

Bir Liderin samimiyetini geliştiren en önemli özellikte karşısındakini gerçekten dinlemektir.Herkes kendinden bilirki kimse karşısındakini dinlerken tüm dikkatiyle dinlemez ve konuşma sırası kendisine geldiğinde neler anlatacağını düşünür.Karşısındakini dinliyor görünür ve kafa sallar.Lider gerçekten anlatılanı dinler ve herkesten her konuşmadan kendine bir şeyler katmaya çalışır, bunu tüm samimiyetiyle yapar.

Herkesin muhakkak herhangi bir konuda bizden yetenekli olduğu muhtemeldir.Biz yüksek egomuz ile her konuda muktedir olduğumuzu düşünmeyi bir kenara bırakıp mütevazi bir bakış açısıyla herkesten muhakkak birşeyler öğrenebileceğimizi kabul etsek gerçekten Lider olma yolunda önemli bir vasfı kazanmış bulunuruz.

Liderlik sanıldığı gibi yönetmek değil ortak birşeyler üretebilecek bir ekiple ortak aklı oluşturabilecek zekaya ve vasfa sahip olmak demektir.Liderlik dost kazanmak ve o dostlarla en başarılı olduğunuz yeteneklerinizi birleştirip en iyi olmaya çalışmaktır.Bu şekilde oluşturulan dost ortamında da aslında herkes birer liderdir zaten.

Bir Zat'ın Kaleminden


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder