3 Kasım 2013 Pazar

TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERELERİ VE TÜRK TOPLUMUNUN AVRUPA BİRLİĞİ’NE BAKIŞI



ÖZET

            Bu makalede, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkileri Avrupa Birliğinin temelini oluşturan Avrupa Ekonomik Topluluğundan itibaren aşama aşama incelenmiştir. Tarihsel gelişmeler kısaca ele alındıktan sonra, Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerinde karşılaştığı sorunlar ele alınmıştır. Daha sonra Türk halkının Avrupa birliğine bakışı ve bu konuda taşıdığı endişelere değinilmiştir. Tüm bu bilgiler verildikten sonra, makalenin sonunda Türkiye'nin AB’ye tam üye olarak katılımı sürecinin bir değerlendirmesi yapılmıştır.

 GİRİŞ  
 
            Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği süreci, 1963 yılında Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık anlaşması imzalamasıyla başlamıştır. Türkiye 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla süreç hızlanmıştır. Türkiye’nin tam üyeliğe başvurması 1999 yılında AB üyeleri tarafından kabul edilmiş ve artık aday ülke statüsü kazanmıştır. (AYKIN,2003)
 Aday olarak kabul edilen Türkiye, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı.

             Avrupa Birliği, Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla kurulmuştur. Türkiye kurulun bu Avrupa Ekonomik Topluluğuna 31 Temmuz 1959 da müracaat etmiş, müracaatı kabul edilerek 12 Eylül 1963 yılında Ankara anlaşması ile üye olmuştur. Bu antlaşma 12 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girdi.  Bu anlaşmaya göre Türkiye’nin girişi için a) hazırlık dönemi b)geçiş dönemi c)son dönem vardır. Türkiye hazırlık safhasını tamamlayıp geçiş safhası için 23 Kasım 1970 yılında katma protokol imzalamıştır. 12 Eylül 1980 Darbesi AET ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dondurulmasına yol açtı. 1983 yılında çok partili seçimlerin yapılması üzerine Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeniden canlandı. 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam üyelik başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği'yle bütünleşmenin ilk aşaması olarak Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde Avrupa Birliği'yle Gümrük Birliği'ne girdi. (Ab Bakanlığı,2013)

        2000'li yılların başlamasıyla beraber Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma sürecinde bir hızlanma yaşandı. 17 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye'nin katılma müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verdiler. Ancak bu başlanılacak müzakerelerin ne zamana kadar süreceği konusunda kesin tarih verilmemesi bir belirsizlik oluşturdu. Ve 2006 yılında Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, Türkiye’nin üyelik sürecinin en az 2021 yılına kadar süreceğini belirtti. .( MİLLİYET,2013) Bu durum Türkiye’nin Avrupa hayalini uzun yıllar erteleyeceği anlamına geliyor

1.TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERELERİ ESNASINDA KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR

1.1. EKONOMİK SORUNLAR

          Türkiye'nin büyüme hızı birçok Avrupa birliği üyesi ülkeden fazladır. Ve özellikle Avrupa birliğinin temelini oluşturan Fransa Almanya ve İngiltere gibi ülkeleri geçmesi söz konusudur.(Başbakanlık,2007). Bu nedenle bu ülkeler kendilerine karşı koyabilecek bir ülkeyi birlikte görmek istemiyorlar. Ayrıca Türkiye’nin olası bir üyeliğinde nüfus bakımından da birliğe üye ülkeler arasında fazla olması Avrupa birliği meclisinde en fazla üyeye sahip olmasına neden olacaktır. Türkiye’nin ekonomik ve nüfus gücü bu ülkelerde endişeye sebep olmaktadır

1.2.TÜRKİYE'NİN DIŞ İLİŞKİLERİ

Türkiye’nin dış politikada yaşadığı bir takım problemler Avrupa birliği müzakerelerinde sıkıntılara sebep olmaktadır. Özellikle Kıbrıs Sorunu, Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri bunların başında gelmektedir. (TOPUR, 2012) Türkiye’nin dış ilişkilerde bu problemleri aşmadan Avrupa Birliği'ne girmesi zor görünüyor. Topluluk Türkiye'ye "Kıbrıs" konusunun çözülmesini, siyasi kriterler arasında koşul olarak gösterdiği halde; Güney Kıbrıs'a böyle bir koşul ileri sürmeden üyelik müzakerelerini başlatmıştır. Ve bu ülkeyi Avrupa birliğine almıştır. Bu örnek gösteriyor ki Avrupa Birliği'nin amacı Türkiye’nin siyasi çözümsüzlüğü değil amacı Türkiye’nin Avrupa birliği müzakerelerini çözümsüzleştirmek.

1.3.TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL VE TARİHSEL KİMLİĞİ
      
      Şu anki Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin hepsi nüfuslarının çoğunluğu Hıristiyan olan ülkelerdir. Türkiye’nin olası üye olması durumunda Avrupa Birliği'ndeki ilk Müslüman ülke olması söz konusu olacaktır. Bu durum Avrupa Birliği'nin Hıristiyanlar kulübü olduğu söylentilerini ters düşmektedir. Ancak bu zamana kadar birlikte hiç üye Müslüman ülke olmaması her ne kadar Avrupa Birliği' karşı çıksa bile bu söylentileri doğrular niteliktedir.

     Türkiye coğrafi olarak topraklarının büyük bir kısmı Asya kıtasında bulunun bir ülkedir. Avrupa Birliği ise adında da anlaşılacağı üzere Avrupa kıtasını kapsayan bir ülkedir. Türkiye’nin topraklarının büyük bir kısmı Asya kıtasında yer alması her ne kadar teknik bir problem oluştursa bile Avrupa‘da yer alan toprakları birçok Avrupa Birliğindeki ülkeden büyük olması bu tartışmaları engeller niteliktedir. Ayrıca tamamen Asya'da bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 2004'te AB'ye katılmasıyla bu görüş tamamen güncelliğini yitirmiştir

2.TÜRK TOPLUMUNUN AVRUPA BİRLİĞİ’NE BAKIŞI

        Avrupa Birliği düzenli olarak üye ve aday ülkelerde araştırma yaparak toplumlardaki eğilimleri, beklentileri ve mevcut duruma ilişkin tutumları, düşünceleri ve fikirleri öğrenmeye çalışır. Ve bu araştırma raporlarını yayınlar. Bir taraftan toplumu bilgilendirme bir taraftan da karar vericilere yol gösterme amacı taşıyan bu araştırmalar düzenli olarak yapılmaktadır. Standart Eurobarometre; Katılımcı ve aday ülkelerde eşzamanlı yapıldığı için AB ile ilgili en sağlıklı kamuoyu yoklaması olarak görülür. Ve bu Standart Euro barometre’nin 2012 yılında yaptığı araştırma sonuçlarına göre, Türk halkının AB üyeliğine olan desteği ve umutları giderek geçen yıllara nazaran azalmaktadır. Aynı araştırmaya göre Türk halkının yüzde 44'ü, AB üyeliğini ''iyi bir şey'' olarak nitelerken, yüzde 25'i aksi görüşü savunmaktadır, kararsızların oranıysa yüzde 23 olmuştur. (2005 yılında AB'yi ''iyi bir şey'' olarak nitelendiren Türklerin oranı yüzde 55 dolayındaydı. )Bununla birlikte Türk halkının yüzde 51'i, AB üyeliğinin Türkiye için bir avantaj olduğu görüşünü savunurken, yüzde 43'lük kesim, AB'nin genel imajını ''pozitif'' olarak değerlendirmektedir.(Public Opinion,2012)

       Kendilerine AB konusunda bazı sorular sorulan Türk halkının ortalama yüzde 49'u, bu soruların en az birine doğru yanıt verebilirken, bu oran geçen yıl yüzde 62 dolayındaydı. Bu alanda AB ortalamasıysa yüzde 79. Araştırmanın elde ettiği diğer bir sonuç ise Türk halkının aslında Avrupa birliği hakkında pek fazla bir bilgiye sahip olmadığını ortaya koymaktadır. (Public Opinion,2012) Enformasyon kaynağı olarak televizyonu kullanmadaysa Türklerin oranının AB halkından daha yüksek olduğu görülmektedir. Yani medyanın Avrupa birliği hakkında ortaya koyduğu kanaat Türk halkı için bilgi kaynağı. Ayrıca AB'ye üye ülkelerde, AB hakkında bilgi edinmeye meraklı olmadığını belirtenlerin oranı yüzde 12'yken, Türkiye'deyse bu oran sadece yüzde 4 olarak tespit edildi. Kısacası Türk toplumu Avrupa birliği hakkında pek ilgili değil.


2.1 AB BİZE NE İFADE EDİYOR?

             Araştırmaya göre, Türk halkı, AB'ye, üye ülkelerde yaşayan kişilerden daha farklı bir anlam yüklüyor. Türkler için, Avrupa birliği ''ekonomik refah'', ''sosyal korunma'' ve ''barış''anlamına geliyor. ''Demokrasi'' ve ''kültürel çeşitlilik'' gibi Avrupa birliği üye ülkeleri halklarının en çok önemsediği konular ise Türkler için ikincil önemdeki konular. (Public Opinion,2012)

            Araştırma raporunda, Türk toplumunun Avrupa birliğine bakışı olumsuzlaşıyor. Avrupa birliği üye ülkelerin aksine Türk toplumunun öncelikleri farklılık arz ediyor. (Public Opinion,2012). Buna örnek olarak AB toplumları için ''seyahat, üye ülkelerin herhangi birinde öğrenim görme ve çalışma özgürlüğü''nün öncelikli olduğu belirtilmekte. Araştırma, hem AB'de hem Türkiye'de, ideolojik anlamda kendilerini ''sağcı'' olarak tanımlayanların bu konularda daha çok endişe duyduğunu ortaya koymakta.

2.2.TÜRKLER, ULUSAL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİ KAYBETMEKTEN KORKUYOR

            Araştırma raporunda, Türk toplumu ile Avrupa birliği ülkelerin sonuçları mukayese edildiğinde, Türk toplumunun AB ile ilgili konularda kısmen endişeli görünmediği, ancak en çok korkulanın ''ulusal kimlik ve kültürün kaybı'' ile ''Türk Lirasının sonunun gelmesi'' olduğu belirtilmekte. (Public Opinion,2012) Ulusal kimlik ve kültürün kaybından korkanların AB ülkelerinde daha çok kadınlar, Türkiye'deyse daha çok erkekler olduğuna dikkat çekilen araştırmada, Türkiye'de gençlerin, AB'deyse yaşlıların bu konuda ikna olmaya daha yatkın olduğu ortaya koymakta. Araştırma sonuçlarına göre, Türk toplumu, öncelikli olarak, ''işsizlik'', ''yoksulluk'' ve ''terörizm'' ile mücadelede harekete geçilmesinin gerektiğini düşünmekte. AB üyesi ülkelerin halklarıysa terörizmden ziyade, organize suçlarla mücadelenin öncelikli olduğuna inanmaktadır

SONUÇ
         Bugün 2009 itibarıyla Avrupa Birliği 27 üye devletten oluşan dünyanın en büyük siyasal birliği konumundadır. Birliğe üye ülkeler; Almanya, Avusturya, Belçika, İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, ispanya, İsveç, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Lituanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’dır. Hırvatistan ve Türkiye ise Birliğe üye olmak isteyen iki aday ülke konumundadır. Türkiye, Gazi Üniversitesi Kamu Yönetiminden Doç. Dr. M. Akif ÖZER’İN dediği gibi Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefine mutlaka ulaşacaktır. Bu konuda yapmış olduğu tüm çalışmalar bu hedefi gerçekleştirmek doğrultusundadır. Ancak tam üyelik sürecinin çok uzun olabileceği konusunda tereddütler bulunmaktadır. Yapılan tüm çalışmalar, Türkiye’nin eskisinden daha güçlü olmasına yöneliktir. Dikkat edilirse, Avrupa Birliği’ne uyum amacıyla yürütülen çalışmaların çoğu; hayat standartlarının yükseltilmesi, refahın artırılması, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, ekonominin düzeltilmesi, sosyokültürel alanlarda yaşanan olumsuzlukların giderilmesi, halka en yakın birimlerce hizmet sunularak, hizmetlerde maksimum etkinliğin sağlanması gibi doğrudan insan yaşamının kalitesini yükseltici niteliği olan uygulamalardır. Türk halkının Avrupa birliğine bakışı her ne kadar gittikçe olumsuz bir bakış kazansa da Türkiye’nin Avrupa birliği yolunda attığı tüm adımlar Türk milletinin hayat standartlarını yükseltip, refah seviyesini arttıracaktır ve temel hak ve özgürlüklerini genişletecektir. Ve son olarak Türk halkının endişeleri Avrupa birliğinin kültürel yapısı ile alakalıdır. Türk halkı Avrupa birliğinin hayat standartları, refah seviyesi, temel hak ve özgürlükleri hakkında en ufak bir şüpheye dahi sahip değildir



 KAYNAKÇA

AB Haber , “Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri”, http://www.abhaber.com. Erişim:08.03.2013

AB BAKANLIĞI, Türkiye-AB İlişkilerinin Tarihçesi, http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=111&l=1   Erişim:08.03.2013

ARCAAJANS , “Avrupa Birliği”, http://www.arcaajans.com.Erişim:08.03.2013

Avrupa Komisyonu,2012 Yılı Türkiye İlerleme Raporu, Brüksel, 10 Ekim 2012

Avrupa Komisyonu,2010 Yılı Türkiye İlerleme Raporu, Brüksel, 9 Kasım 2010

AYKIN, Mehter, Avrupa birliği ve Türkiye, Ezgi Kitapevi Yayınları, Bursa, 2003.

BAŞBAKANLIK , Avrupa Birliği Ve Müzakere Süreci, Dumat Ofset, Ankara, 2007

EUROBAROMETER, Eurobarometer Data Servıce, http://www.gesis.org/en/eurobarometer/home/ Erişim:08.03.2013

EUROPEAN COMMISSION, Public Opinion, http://ec.europa.eu/public_opinion/index_en.htm Erişim:08.03.2013

EUROPEAN COMMISSION, Standard Eurobarometer 68, http://ec.europa.eu/public_opinion/archives/eb/eb68/eb68_en.htm Erişim:08.03.2013

MİLLİYET HABER, Barroso'dan Türkiye için şok açıklama, http://www.milliyet.com.tr/2006/09/25/son/sondun43.asp Erişim:08.03.2013

NTV HABER, Komisyon’dan ‘kısmen askıya alınsın’ tavsiyesi, http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/392400.asp Erişim:08.03.2013

ÖZER, M. Akif, Avrupa Birliğine Tam Üyeliğin Esiğinde Türkiye, Gazi Üniversitesi, İBF, Kamu Yönetimi Bölümü,2009, ANKARA

TOPUR, Tuncay, Dünya Ve Türkiye -Ab Kıbrıs Üçgeni, Yeni Türkiye Yayınları,Ankara,2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder