ÖZET
Bu
makalede, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkileri Avrupa Birliğinin
temelini oluşturan Avrupa Ekonomik Topluluğundan itibaren aşama aşama
incelenmiştir. Tarihsel gelişmeler kısaca ele alındıktan sonra,
Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerinde karşılaştığı sorunlar ele alınmıştır.
Daha sonra Türk halkının Avrupa birliğine bakışı ve bu konuda taşıdığı
endişelere değinilmiştir. Tüm bu bilgiler verildikten sonra, makalenin sonunda
Türkiye'nin AB’ye tam üye olarak katılımı sürecinin bir değerlendirmesi yapılmıştır.
GİRİŞ
Türkiye'nin Avrupa
Birliği üyeliği süreci, 1963 yılında Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık
anlaşması imzalamasıyla başlamıştır. Türkiye 1987 yılında tam üyeliğe
başvurmasıyla süreç hızlanmıştır. Türkiye’nin tam üyeliğe başvurması 1999 yılında AB üyeleri
tarafından kabul edilmiş ve artık aday ülke statüsü kazanmıştır. (AYKIN,2003)
Aday olarak kabul edilen Türkiye, 2005 yılında tam üyelik
müzakerelerine başladı.
Avrupa Birliği, Avrupa Ekonomik Topluluğu adı
altında 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla kurulmuştur. Türkiye
kurulun bu Avrupa Ekonomik Topluluğuna 31 Temmuz 1959 da müracaat etmiş,
müracaatı kabul edilerek 12 Eylül 1963 yılında Ankara anlaşması ile üye
olmuştur. Bu antlaşma 12 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu anlaşmaya göre Türkiye’nin girişi için a)
hazırlık dönemi b)geçiş dönemi c)son dönem vardır. Türkiye hazırlık safhasını
tamamlayıp geçiş safhası için 23 Kasım 1970 yılında katma protokol
imzalamıştır. 12 Eylül 1980 Darbesi AET ile Türkiye
arasındaki ilişkilerin dondurulmasına yol açtı. 1983 yılında çok partili
seçimlerin yapılması üzerine Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler
yeniden canlandı. 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam üyelik
başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği'yle bütünleşmenin ilk aşaması
olarak Türkiye
1 Ocak 1996 tarihinde Avrupa Birliği'yle Gümrük Birliği'ne girdi. (Ab
Bakanlığı,2013)
2000'li yılların başlamasıyla
beraber Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma sürecinde bir hızlanma yaşandı.
17 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye'nin katılma müzakerelerinin
3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verdiler. Ancak bu başlanılacak
müzakerelerin ne zamana kadar süreceği konusunda kesin tarih verilmemesi bir
belirsizlik oluşturdu. Ve 2006 yılında Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, Türkiye’nin üyelik
sürecinin en az 2021 yılına kadar süreceğini belirtti. .( MİLLİYET,2013)
Bu durum Türkiye’nin Avrupa hayalini uzun yıllar erteleyeceği anlamına geliyor
1.TÜRKİYE’NİN
AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERELERİ ESNASINDA KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR
1.1. EKONOMİK SORUNLAR
Türkiye'nin büyüme hızı birçok Avrupa birliği
üyesi ülkeden fazladır. Ve özellikle Avrupa birliğinin temelini oluşturan
Fransa Almanya ve İngiltere gibi ülkeleri geçmesi söz konusudur.(Başbakanlık,2007).
Bu nedenle bu ülkeler kendilerine karşı koyabilecek bir ülkeyi birlikte görmek
istemiyorlar. Ayrıca Türkiye’nin olası bir üyeliğinde nüfus bakımından da
birliğe üye ülkeler arasında fazla olması Avrupa birliği meclisinde en fazla
üyeye sahip olmasına neden olacaktır. Türkiye’nin ekonomik ve nüfus gücü bu
ülkelerde endişeye sebep olmaktadır
1.2.TÜRKİYE'NİN DIŞ İLİŞKİLERİ
Türkiye’nin dış politikada
yaşadığı bir takım problemler Avrupa birliği müzakerelerinde sıkıntılara sebep
olmaktadır. Özellikle Kıbrıs Sorunu, Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri bunların
başında gelmektedir. (TOPUR, 2012) Türkiye’nin dış ilişkilerde bu problemleri
aşmadan Avrupa Birliği'ne girmesi zor görünüyor. Topluluk Türkiye'ye
"Kıbrıs" konusunun çözülmesini, siyasi kriterler arasında koşul
olarak gösterdiği halde; Güney Kıbrıs'a böyle bir koşul ileri sürmeden üyelik
müzakerelerini başlatmıştır. Ve bu ülkeyi Avrupa birliğine almıştır. Bu örnek
gösteriyor ki Avrupa Birliği'nin amacı Türkiye’nin siyasi çözümsüzlüğü değil
amacı Türkiye’nin Avrupa birliği müzakerelerini çözümsüzleştirmek.
1.3.TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL VE TARİHSEL KİMLİĞİ
Şu anki Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin
hepsi nüfuslarının çoğunluğu Hıristiyan olan ülkelerdir. Türkiye’nin olası
üye olması durumunda Avrupa Birliği'ndeki ilk Müslüman ülke olması söz konusu
olacaktır. Bu durum Avrupa Birliği'nin Hıristiyanlar kulübü olduğu
söylentilerini ters düşmektedir. Ancak bu zamana kadar birlikte hiç üye
Müslüman ülke olmaması her ne kadar Avrupa Birliği' karşı çıksa bile bu
söylentileri doğrular niteliktedir.
Türkiye coğrafi olarak topraklarının büyük
bir kısmı Asya kıtasında bulunun bir ülkedir. Avrupa Birliği ise adında da
anlaşılacağı üzere Avrupa kıtasını kapsayan bir ülkedir. Türkiye’nin
topraklarının büyük bir kısmı Asya kıtasında yer alması her ne kadar teknik bir
problem oluştursa bile Avrupa‘da yer alan toprakları birçok Avrupa Birliğindeki
ülkeden büyük olması bu tartışmaları engeller niteliktedir. Ayrıca tamamen
Asya'da bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 2004'te AB'ye
katılmasıyla bu görüş tamamen güncelliğini yitirmiştir
2.TÜRK TOPLUMUNUN AVRUPA BİRLİĞİ’NE
BAKIŞI
Avrupa Birliği düzenli olarak üye ve aday ülkelerde araştırma yaparak
toplumlardaki eğilimleri, beklentileri ve mevcut duruma ilişkin tutumları,
düşünceleri ve fikirleri öğrenmeye çalışır. Ve bu araştırma raporlarını
yayınlar. Bir taraftan toplumu bilgilendirme bir taraftan da karar vericilere
yol gösterme amacı taşıyan bu araştırmalar düzenli olarak yapılmaktadır. Standart Eurobarometre;
Katılımcı ve aday ülkelerde eşzamanlı yapıldığı için AB ile ilgili en sağlıklı
kamuoyu yoklaması olarak görülür. Ve bu Standart
Euro barometre’nin 2012 yılında yaptığı araştırma sonuçlarına göre, Türk
halkının AB üyeliğine olan desteği ve umutları giderek geçen yıllara nazaran
azalmaktadır. Aynı araştırmaya göre Türk halkının yüzde 44'ü, AB üyeliğini
''iyi bir şey'' olarak nitelerken, yüzde 25'i aksi görüşü savunmaktadır, kararsızların
oranıysa yüzde 23 olmuştur. (2005 yılında AB'yi ''iyi bir şey'' olarak
nitelendiren Türklerin oranı yüzde 55 dolayındaydı. )Bununla birlikte Türk
halkının yüzde 51'i, AB üyeliğinin Türkiye için bir avantaj olduğu görüşünü
savunurken, yüzde 43'lük kesim, AB'nin genel imajını ''pozitif'' olarak
değerlendirmektedir.(Public Opinion,2012)
Kendilerine AB konusunda bazı sorular sorulan
Türk halkının ortalama yüzde 49'u, bu soruların en az birine doğru yanıt
verebilirken, bu oran geçen yıl yüzde 62 dolayındaydı. Bu alanda AB
ortalamasıysa yüzde 79. Araştırmanın elde ettiği diğer bir sonuç ise Türk
halkının aslında Avrupa birliği hakkında pek fazla bir bilgiye sahip olmadığını
ortaya koymaktadır. (Public Opinion,2012) Enformasyon kaynağı olarak televizyonu
kullanmadaysa Türklerin oranının AB halkından daha yüksek olduğu görülmektedir.
Yani medyanın Avrupa birliği hakkında ortaya koyduğu kanaat Türk halkı için
bilgi kaynağı. Ayrıca AB'ye üye ülkelerde, AB hakkında bilgi edinmeye meraklı
olmadığını belirtenlerin oranı yüzde 12'yken, Türkiye'deyse bu oran sadece
yüzde 4 olarak tespit edildi. Kısacası Türk toplumu Avrupa birliği hakkında pek
ilgili değil.
2.1 AB BİZE NE İFADE EDİYOR?
Araştırmaya göre, Türk halkı,
AB'ye, üye ülkelerde yaşayan kişilerden daha farklı bir anlam yüklüyor. Türkler
için, Avrupa birliği ''ekonomik refah'', ''sosyal korunma'' ve ''barış''anlamına
geliyor. ''Demokrasi'' ve ''kültürel çeşitlilik'' gibi Avrupa birliği üye
ülkeleri halklarının en çok önemsediği konular ise Türkler için ikincil
önemdeki konular. (Public Opinion,2012)
Araştırma raporunda, Türk toplumunun Avrupa birliğine bakışı olumsuzlaşıyor. Avrupa birliği üye ülkelerin aksine Türk toplumunun öncelikleri farklılık arz ediyor. (Public Opinion,2012). Buna örnek olarak AB toplumları için ''seyahat, üye ülkelerin herhangi birinde öğrenim görme ve çalışma özgürlüğü''nün öncelikli olduğu belirtilmekte. Araştırma, hem AB'de hem Türkiye'de, ideolojik anlamda kendilerini ''sağcı'' olarak tanımlayanların bu konularda daha çok endişe duyduğunu ortaya koymakta.
Araştırma raporunda, Türk toplumunun Avrupa birliğine bakışı olumsuzlaşıyor. Avrupa birliği üye ülkelerin aksine Türk toplumunun öncelikleri farklılık arz ediyor. (Public Opinion,2012). Buna örnek olarak AB toplumları için ''seyahat, üye ülkelerin herhangi birinde öğrenim görme ve çalışma özgürlüğü''nün öncelikli olduğu belirtilmekte. Araştırma, hem AB'de hem Türkiye'de, ideolojik anlamda kendilerini ''sağcı'' olarak tanımlayanların bu konularda daha çok endişe duyduğunu ortaya koymakta.
2.2.TÜRKLER,
ULUSAL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİ KAYBETMEKTEN KORKUYOR
Araştırma raporunda, Türk toplumu ile Avrupa birliği ülkelerin sonuçları mukayese edildiğinde, Türk toplumunun AB ile ilgili konularda kısmen endişeli görünmediği, ancak en çok korkulanın ''ulusal kimlik ve kültürün kaybı'' ile ''Türk Lirasının sonunun gelmesi'' olduğu belirtilmekte. (Public Opinion,2012) Ulusal kimlik ve kültürün kaybından korkanların AB ülkelerinde daha çok kadınlar, Türkiye'deyse daha çok erkekler olduğuna dikkat çekilen araştırmada, Türkiye'de gençlerin, AB'deyse yaşlıların bu konuda ikna olmaya daha yatkın olduğu ortaya koymakta. Araştırma sonuçlarına göre, Türk toplumu, öncelikli olarak, ''işsizlik'', ''yoksulluk'' ve ''terörizm'' ile mücadelede harekete geçilmesinin gerektiğini düşünmekte. AB üyesi ülkelerin halklarıysa terörizmden ziyade, organize suçlarla mücadelenin öncelikli olduğuna inanmaktadır
Araştırma raporunda, Türk toplumu ile Avrupa birliği ülkelerin sonuçları mukayese edildiğinde, Türk toplumunun AB ile ilgili konularda kısmen endişeli görünmediği, ancak en çok korkulanın ''ulusal kimlik ve kültürün kaybı'' ile ''Türk Lirasının sonunun gelmesi'' olduğu belirtilmekte. (Public Opinion,2012) Ulusal kimlik ve kültürün kaybından korkanların AB ülkelerinde daha çok kadınlar, Türkiye'deyse daha çok erkekler olduğuna dikkat çekilen araştırmada, Türkiye'de gençlerin, AB'deyse yaşlıların bu konuda ikna olmaya daha yatkın olduğu ortaya koymakta. Araştırma sonuçlarına göre, Türk toplumu, öncelikli olarak, ''işsizlik'', ''yoksulluk'' ve ''terörizm'' ile mücadelede harekete geçilmesinin gerektiğini düşünmekte. AB üyesi ülkelerin halklarıysa terörizmden ziyade, organize suçlarla mücadelenin öncelikli olduğuna inanmaktadır
SONUÇ
Bugün
2009 itibarıyla Avrupa Birliği 27 üye devletten oluşan dünyanın en büyük
siyasal birliği konumundadır. Birliğe üye ülkeler; Almanya, Avusturya, Belçika,
İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda,
İrlanda, ispanya, İsveç, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Lituanya, Lüksemburg,
Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Yunanistan,
Bulgaristan ve Romanya’dır. Hırvatistan ve Türkiye ise Birliğe üye olmak
isteyen iki aday ülke konumundadır. Türkiye, Gazi Üniversitesi Kamu
Yönetiminden Doç. Dr. M. Akif ÖZER’İN dediği gibi Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefine
mutlaka ulaşacaktır. Bu konuda yapmış olduğu tüm çalışmalar bu hedefi
gerçekleştirmek doğrultusundadır. Ancak tam üyelik sürecinin çok uzun
olabileceği konusunda tereddütler bulunmaktadır. Yapılan tüm çalışmalar,
Türkiye’nin eskisinden daha güçlü olmasına yöneliktir. Dikkat edilirse, Avrupa
Birliği’ne uyum amacıyla yürütülen çalışmaların çoğu; hayat standartlarının
yükseltilmesi, refahın artırılması, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi,
ekonominin düzeltilmesi, sosyokültürel alanlarda yaşanan olumsuzlukların
giderilmesi, halka en yakın birimlerce hizmet sunularak, hizmetlerde maksimum
etkinliğin sağlanması gibi doğrudan insan yaşamının kalitesini yükseltici
niteliği olan uygulamalardır. Türk halkının Avrupa birliğine bakışı her ne
kadar gittikçe olumsuz bir bakış kazansa da Türkiye’nin Avrupa birliği yolunda
attığı tüm adımlar Türk milletinin hayat standartlarını yükseltip, refah
seviyesini arttıracaktır ve temel hak ve özgürlüklerini genişletecektir. Ve son
olarak Türk halkının endişeleri Avrupa birliğinin kültürel yapısı ile
alakalıdır. Türk halkı Avrupa birliğinin hayat standartları, refah seviyesi,
temel hak ve özgürlükleri hakkında en ufak bir şüpheye dahi sahip değildir
KAYNAKÇA
AB Haber , “Avrupa Birliği-Türkiye
ilişkileri”,
http://www.abhaber.com. Erişim:08.03.2013
AB BAKANLIĞI, Türkiye-AB
İlişkilerinin Tarihçesi, http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=111&l=1 Erişim:08.03.2013
ARCAAJANS , “Avrupa Birliği”, http://www.arcaajans.com.Erişim:08.03.2013
Avrupa Komisyonu,2012 Yılı Türkiye İlerleme
Raporu, Brüksel,
10 Ekim
2012
Avrupa Komisyonu,2010 Yılı Türkiye İlerleme
Raporu, Brüksel,
9 Kasım 2010
AYKIN, Mehter, Avrupa birliği ve Türkiye, Ezgi Kitapevi Yayınları,
Bursa, 2003.
BAŞBAKANLIK
, Avrupa Birliği Ve Müzakere Süreci, Dumat Ofset, Ankara, 2007
EUROBAROMETER, Eurobarometer Data Servıce, http://www.gesis.org/en/eurobarometer/home/
Erişim:08.03.2013
EUROPEAN COMMISSION, Public Opinion, http://ec.europa.eu/public_opinion/index_en.htm
Erişim:08.03.2013
EUROPEAN COMMISSION, Standard Eurobarometer 68,
http://ec.europa.eu/public_opinion/archives/eb/eb68/eb68_en.htm Erişim:08.03.2013
MİLLİYET HABER, Barroso'dan
Türkiye için şok açıklama, http://www.milliyet.com.tr/2006/09/25/son/sondun43.asp
Erişim:08.03.2013
NTV HABER, Komisyon’dan ‘kısmen askıya
alınsın’ tavsiyesi, http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/392400.asp
Erişim:08.03.2013
ÖZER, M. Akif, Avrupa Birliğine Tam Üyeliğin Esiğinde Türkiye, Gazi Üniversitesi, İBF, Kamu Yönetimi Bölümü,2009, ANKARA
TOPUR, Tuncay, Dünya
Ve Türkiye -Ab Kıbrıs Üçgeni, Yeni Türkiye Yayınları,Ankara,2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder